19 Eylül 2013 Perşembe

Isınma Turları

Uzun zamandır buralara uğramamıştım. Yaz aylarında yazmak bana biraz zor geliyor. Ama Eylül ayıyla birlikte dizilerin ve filmlerin yayınlanmaya başlaması ve yeni oyunların piyasaya sürülmesiyle birlikte üzerine yazılacak birçok konu birikmeye başladı. İşbu yazıda son zamanlarda oynadığım birkaç adventure oyunundan kısa kısa bahsedeceğim.

Face Noir

Adından da anlaşılabileceği gibi, Face Noir kara film tadında bir oyun. 1930'larin Amerika'sında, alkolik bir eski polis olan dedektif Jack del Nero'yu kontrol ediyoruz. Oynanış açısından, eğer çok kısa bir iki aksiyon bölümünü saymazsak, tam anlamıyla geleneksel bir point-and-click adventure. Item kullanma ve diyalog üzerinden devam eden hikaye, bana göre biraz ağır ilerliyor. Hatta Face Noir'ı ikinci oyun için yapılmış bir giriş olarak kabul edebiliriz.

Jack del Nero, karanlık ve sisli New York sokaklarında davaların peşinden koşarken (pardon, yürürken demek daha doğru olur çünkü herhangi bir şekilde koşma seçeneğiniz yok), oynayacağınız maymuncukla kilit açma, parçaları birleştirme gibi puzzle'ların yanında, oyunun kendine has bir mantık yürütme bölümü var. Davalarda ilerleme sağlayabilmek için, o ana kadar topladığınız bilgilerin anahtar kelimelerinin bulunduğu bir ekranda, iki ya da üç tanesini birleştirmeniz gerekiyor. Oyun boyunca sık sık karşınıza çıkacak olan bu bölüm şahsen benim hoşuma gitti. Dediğim gibi, hikaye biraz ağır ilerliyor ve bunun bir sebebi de herhangi bir tıkla-git haritanın bulunmayışı. Mekan değiştirmek istediğinizde her seferinde aynı taksi şoförüyle, aynı animasyonu izleyerek konuşmanız gerekiyor. Bu durum da oyunun eksilerinden biri.

Bunların haricinde, mekanlar güzel, diyaloglar çok tekrar içermiyor, arayüz fena sayılmaz, seslendirme ise orta derecede. Senaryosu gerçeklikten doğaüstüne doğru çok ağır bir geçiş içeriyor ve sanırım merkezdeki konuyu ikinci oyunda tam anlamıyla öğrenebileceğiz. Chapter'lı, part'lı oyunlar yerine devam oyunlarını tercih ettiğimden, oyunun sonu konusunda hayal kırıklığına uğramadım, ama esaslı sonları sevenler pek hoşlanmayacaklardır.

Face Noir, boş zamanınız varsa oynayabileceğiniz bir oyun. Fazla aksiyon içermeyen ve sonundan çok şey beklemediğiniz bir oyun arıyorsanız bir bakın derim.

Brothers: A Tale of Two Sons

En son ya Limbo'yu, ya da Botanicula'yı oynarken bu kadar eğlenmiştim! Brothers, her anlamda çok iyi olmasa da "güzel" bir action-adventure. "Güzel" diyorum çünkü oyunda yarattıkları dünya masal gibi. Hafiften Shire'ı andıran harika manzaralar, oturup bu manzaraları izleyebileceğiniz banklar mevcut.

Elbette bu ortamlar oyunun konusu gereği gittikçe karanlıklaşıyor. Brothers'ta da adından anlaşılabileceği gibi iki kardeşi yönetiyoruz, hem de aynı anda. Görevimiz ise, çok hasta olan babamız için uzak diyarlara gidip iyileşmesi için gereken ilacı bulmak. Kardeşlerimizden biri yaşça daha büyük, dolayısıyla da daha güçlü ve cesur. Oyun boyunca birçok atlamalı, zıplamalı, kaçmalı bölüm var ve iki kardeşe aynı anda farklı işler yaptırmamız gereken durumlarla karşılaşıyoruz. Bu anlamda PC platformunda kontrol konusunda sorun yaşamadım diyebilirim. WASD ve sağ ok tuşlarını aynı anda kullanmaya Fahrenheit'tan alışkınım. Fakat oyunun PS3 ve XBox versiyonlarındaki kontrol konusunda bir bilgim yok.

Oyunun bir başka iyi yanı da müzikleri. En az mekanları kadar güzel müzikleri var ve oyun boyunca mekanlara eşlik ediyorlar. Tüm bu artılarının yanında, Brothers'ın eksileri de elbette mevcut. Örnek olarak, bazı bölümlere baştan başlamanızı gerektiren bug'lar verilebilir. İki kardeşi yönlendirirken birbirlerinden çok uzaklaştıramıyorsunuz, panikleyip birbirlerine seslenmeye başlıyorlar. Aslında bu kısım mantıklı, fakat oyunun ilerlemesi için ayrılmaları gereken bazı noktalarda sürekli durup birbirlerine bağırdıkları için yönlendirmek de güç oluyor.

Yine de, oynanışı kolay ve zevkli bir oyun Brothers. Oynanış süresi biraz kısa olsa da, aksiyon macera sevenlerin eğlenceli vakit geçirtecek bir oyun. Özellikle masalımsı mekanları ve müzikleri, sempatik troll'leri sevenler için birebir. Tavsiyedir.